NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
سُلَيْمَانُ
بْنُ دَاوُدَ
الْمَهْرِيُّ
حَدَّثَنَا
ابْنُ وَهْبٍ
أَخْبَرَنِي
يُونُسُ عَنْ
ابْنِ
شِهَابٍ عَنْ
سَالِمٍ
يَعْنِي
ابْنَ عَبْدِ
اللَّهِ عَنْ
أَبِيهِ
قَالَ
سَمِعْتُ
النَّبِيَّ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يُهِلُّ
مُلَبِّدًا
İbn Ömer'den; demiştir
ki;
Resülullah'(s.a.v.)'i,
(zamklı bir madde ile) başının saçlarını toplamış olduğu halde yüksek sesle
telbiye ederken işittim.
İzah:
Buhârî, hac; Müslim,
hac; Nesâî, menâsik; İbn Mâce, Menâsik; Ahmed b. Hanbel, II, 121, 131.
“telbîd" kelimesi
saçları tozdan, topraktan ve benzeri
şeylerden korumak maksadı, a
yapışkan bir madde ile birbirine tutturmaktır.
Bu hadis-i şerif toz,
toprak gibi zararlı maddelerden korunmak maksadıyla, günümüzdeki toka ve
benzeri eşya ile saçları birbirine tutturmanın müstehab olduğuna delâlet
etmektedir. İmâm Şafiî ve taraftarları bu görüşte olduğu gibi İmâm Ahmed de
aynı görüştedir. Hanefî ve Mâliki ulemâsına göre de saçları birleştirmek için
kullanılan aletin başın dörtte birini örtmemesi şartıyla saçları birbirine
tutturmak müstehabdır. Fakat saçları birbirine tutturmak maksadıyla başın en az
dörtte birini örten bir aletin kullanılması haramdır. Böyle bir aleti bir gün
veya daha fazla kullanan kimseye dem lâzım gelir. Bir günden daha az takacak
olursa, sadaka-i fitır miktarınca sadaka vermesi lâzım gelir. Ancak bu durum
erkek için söz konusudur. Kadının başının dörtte birini örtmesinde bir sakınca
olmadığı gibi, başının tamamını örtmekle de mükelleftir.
İbn Battâl'ın Beyânına göre
ulemânın büyük çoğunluğuna göre ihram esnasında saçlarını birbirine tutturan
bir kimsenin ihramdan çıkarken saçını tıraş etmesi farzdır. Çünkü Resûl-i
Ekrem'in uygulaması böyle olmuştur. Hz .Ömer el-Fârûk ile oğlu da halka bunu
emretmişlerdir. Nitekim mezhep imamlarından İmâm Mâlik, Sevrî, Şafiî, Ahmed ve
İshâk (r.a.) de bu görüştedirler. Sözü geçen ulemâya göre saçlarını örgü yapan
veya bir yapıştırıcı ile başına yapıştıran kimse de aynı hükme tâbidir. Çünkü
İbn Adiyy'in İbn Ömer'den rivayet ettiği bir hadise göre Nebi (s.a.v.);
"Kim ihrama girmek için başı(nın saçları)nı toplarsa (ihramdan çıkarken)
saçlarım tıraş etmesi üzerine farz olur," buyurmuştur.
İmâm Ebû Hanife ve
taraftarlarına göre ise, başı(nın saç!arı)m toplayan veya ören bir kimsenin saçlarını
kısaltması yeterlidir. Tıraş olması şart değildir. Çünkü îbn Abbâs'ın,
"başının saçlarını biribirine tutturan veya başına yapıştıran veya örgü
yapan bir kimse eğer tıraş olmaya niyet etmişse tıraş olsun, eğer böyle bir
niyeti yoksa muhayyerdir, dilerse tıraş olur, dilerse saçlarım kısaltmakla
yetinir." dediği rivayet edilmiştir. Hanefî ulemâsına göre diğer mezhep
ulemâsının bu konuda dayanmış oldukları İbn Ömer hadisi zayıftır. Çünkü
senedinde Abdullah b. Râfi' vardır. Bu râvi zayıftır. Darekutnî bu râvi
hakkında "sağlam değildir" ifadesini kullanmıştır.