SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

MENASİK BAHSİ

<< 1747 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ دَاوُدَ الْمَهْرِيُّ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِي يُونُسُ عَنْ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سَالِمٍ يَعْنِي ابْنَ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِيهِ قَالَ سَمِعْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يُهِلُّ مُلَبِّدًا

 

İbn Ömer'den; demiştir ki;

 

Resülullah'(s.a.v.)'i, (zamklı bir madde ile) başının saçlarını toplamış olduğu halde yüksek sesle telbiye ederken işittim.

 

 

İzah:

Buhârî, hac; Müslim, hac; Nesâî, menâsik; İbn Mâce, Menâsik; Ahmed b. Hanbel, II,  121, 131.

 

“telbîd" kelimesi saçları tozdan, topraktan ve benzeri  şeylerden korumak  maksadı, a yapışkan bir madde ile birbirine tutturmaktır.

 

Bu hadis-i şerif toz, toprak gibi zararlı maddelerden korunmak mak­sadıyla, günümüzdeki toka ve benzeri eşya ile saçları birbirine tutturma­nın müstehab olduğuna delâlet etmektedir. İmâm Şafiî ve taraftarları bu görüşte olduğu gibi İmâm Ahmed de aynı görüştedir. Hanefî ve Mâliki ulemâsına göre de saçları birleştirmek için kullanılan aletin başın dörtte birini örtmemesi şartıyla saçları birbirine tutturmak müstehabdır. Fakat saçları birbirine tutturmak maksadıyla başın en az dörtte birini örten bir aletin kullanılması haramdır. Böyle bir aleti bir gün veya daha fazla kulla­nan kimseye dem lâzım gelir. Bir günden daha az takacak olursa, sadaka-i fitır miktarınca sadaka vermesi lâzım gelir. Ancak bu durum erkek için söz konusudur. Kadının başının dörtte birini örtmesinde bir sakınca olma­dığı gibi, başının tamamını örtmekle de mükelleftir.

 

İbn Battâl'ın Beyânına göre ulemânın büyük çoğunluğuna göre ihram esnasında saçlarını birbirine tutturan bir kimsenin ihramdan çıkarken sa­çını tıraş etmesi farzdır. Çünkü Resûl-i Ekrem'in uygulaması böyle olmuş­tur. Hz .Ömer el-Fârûk ile oğlu da halka bunu emretmişlerdir. Nitekim mezhep imamlarından İmâm Mâlik, Sevrî, Şafiî, Ahmed ve İshâk (r.a.) de bu görüştedirler. Sözü geçen ulemâya göre saçlarını örgü yapan veya bir yapıştırıcı ile başına yapıştıran kimse de aynı hükme tâbidir. Çünkü İbn Adiyy'in İbn Ömer'den rivayet ettiği bir hadise göre Nebi (s.a.v.); "Kim ihrama girmek için başı(nın saçları)nı toplarsa (ihramdan çıkarken) saçlarım tıraş etmesi üzerine farz olur," buyurmuştur.

 

İmâm Ebû Hanife ve taraftarlarına göre ise, başı(nın saç!arı)m topla­yan veya ören bir kimsenin saçlarını kısaltması yeterlidir. Tıraş olması şart değildir. Çünkü îbn Abbâs'ın, "başının saçlarını biribirine tutturan veya başına yapıştıran veya örgü yapan bir kimse eğer tıraş olmaya niyet etmişse tıraş olsun, eğer böyle bir niyeti yoksa muhayyerdir, dilerse tıraş olur, dilerse saçlarım kısaltmakla yetinir." dediği rivayet edilmiştir. Hane­fî ulemâsına göre diğer mezhep ulemâsının bu konuda dayanmış oldukları İbn Ömer hadisi zayıftır. Çünkü senedinde Abdullah b. Râfi' vardır. Bu râvi zayıftır. Darekutnî bu râvi hakkında "sağlam değildir" ifadesini kul­lanmıştır.